Biliyorum, ister istemez kaşlarınızı çattınız. Başlık oldukça garip, bunun farkındayım. Ama bana yalnızca biraz zaman verirseniz açıklayacağım. Hızlı olmalıyım çünkü onların ne kadar yakın olduğunu bilmiyorum.
Aslında, kendimi Deep Web’den sipariş ettim.
İtiraf etmeliyim ki, ben bir uyuşturucu kullanıcısıyım. Otu her zaman bulurum ama onu arkadaşlarımdan alırım. Bununla birlikte daha ağır şeyler almak istersem onları Deep Web’den sipariş ederim. Size sürpriz gibi gelebilir fakat bu oldukça basit. Bir kaç tıklama, bitcoin transferi ve boom. LSD posta kutumda.
Ama aynı zamanda meraklı biriyim. Deep Web her zaman ilgimi çekmiştir. Birkaç gün öncesine kadar, orada bazı arkadaşlarımın bana söylediği sitelerden uyuşturucu alırdım. Ancak bir gece geç saatlerde ayıktım ve evdeydim, bu benim için nadir bir şeydi. Bundan dolayı sıkıldım, TOR tarayıcımı çalıştırmaya ve Deep Web’de bulabileceğim en berbat şeylere bakmaya karar verdim. Eğer daha önce Deep Web’e girdiyseniz kırmızı odaları veya kiralık katil ilanlarını aratıp sonuç bulamazsınız. Hayır, önce bu web sitelerine bağlantılar bulmanız gerekiyor.
Bu yüzden o lanet olası web sitesine girmek için Google’a döndüm ve bazı bağlantılar aramaya başladım. Biliyorum, böyle berbat bir şey için harıl harıl araştırma yapmak garip, ama o gece Deep Web’e girer girmez hastalıklı bir merak duygusu beni adeta alt etti. Her neyse, kısa bir süre bazı linkler bulmaya çalıştım. Bulduğum şeyler ya benim için çok sıkıcıydı ya da linkler çalışmıyordu. Neredeyse vazgeçmek üzereydim. Keşke bunu yapsaydım.
Son bir deneme yapmaya karar verdim ve Reddit’e tıkladım. Oradaki Deep Web başlığına girdim. Bir şey bulabileceğimi sanmıyordum. En yeni gönderilerden başlayarak yaklaşık yarım saat boyunca sayfayı aşağı indirdim. Ardından, onu buldum.
KİRALIK KATİL VE HAYAT MAHVETME SERVİSLERİ başlığına sahip sıradan bir gönderi gibiydi. Gönderideki metin kutusunda rastgele sayılar ve harflerden oluşan bir şey vardı. Eğer meraklıysanız, yazan şey zy3dkytcaubkq2y3 idi. Yorgun beynimin bunun ne olduğunu anlaması bir saniyeyi buldu fakat sonra hızlıca fark ettim. Muhtemelen bir kiralık katil sitesine olan bir bağlantıydı.
Bu linki Deep Web tarayıcısına kopyalamaya karar verdim ve yaptığım işe yaradı. Ancak daha ileriye gitmeden önce o sayfaya geri dönüp başka Deep Web linkleri paylaşıp paylaşmadığına bakmaya karar verdim. Geriye dönüp o sayfaya baktığımda linki bulduğum profilin silinmiş olduğunu gördüm. Bu garipti.
Her neyse… Deep Web sayfasını yeniden açtım ve siteye girdim. Web sitesinin üstünde KİRALIK KATİL VE HAYAT MAHVETMEK HİZMETLERİ yazıyordu ve onun yanında tüfek dürbününün nişan aldığı bir kafatası görüntüsü vardı. Bunu gördüğümde kıkırdadım, site sahte olmalıydı. Ancak siteyi aşağıya kaydırdığımda hayal kırıklığına uğramadım.
Siyah arka plan üzerine beyaz harflerle yazılmış bir paragraf ve onun yanında “sipariş verin” yazan küçük bir kutu vardı. Metin, sayfanın çok büyük bir kısmını kaplıyordu. Yazan şuydu:
Kiralık katil ve hayat mahvetme hizmetleri aşırı doz, felç, kör etme, hadım etme, işkence, tecavüz, dayak ve ölüme kadar çok çeşitli seçenekler sunar. Benzer hizmetler sunan diğer tüm şirketler arasında en düşük fiyatlara sahibiz ve dünya çapında çalışıyoruz! Dünyanın dört bir tarafında bu işe kendini adamış tecrübeli çalışanlarımız var. Birilerinin suikasta kurban gitmesine ihtiyacınız varsa veya yalnızca o kişilerin ömürleri boyunca bir yara izi taşımasını istiyorsanız, bize ulaşmaktan çekinmeyin!
Yine güldüm. Bu bir hiciv olmalıydı, değil mi? Kahretsin, yalnızca biri için sipariş verince ne olacağını görmek bile cazip geldi. Çok iyi olmayan bir işe sahip olmama rağmen bunun için param yeterdi. Yine de risk almamak daha iyi diye düşündüm kendi kendime.
O gecelik bilgisayarımı kapatmak üzereydim ki kapının tıklandığını duydum. Yalnız yaşıyorum, bundan dolayı misafirimin olması pek olan bir şey değil, özellikle geceyse. Kapıyı açtığımda o kişinin dostum Mark olduğunu gördüm. O, aynı zamanda benim torbacımdı.
Kapıyı açınca çekinmeden içeri girdi ve ot dolu büyük bir çantayı yüzüme yapıştırırcasına gösterdi.
“Bu gördüğün dostum, bir dakika içinde aldığım en iyi bok, biraz denemeliyiz.”
Hayır diyemedim.
Birkaç saat geçti. Sabahın erken saatlerinde Mark ve ben kanepemde kafayı bulmuş halde takılıyorduk. Adeta uçmuştuk. Bir sure sonar Mark aniden kalkmaya karar verdi. Kalan pizzadan almaya gittiğini sanmıştım fakat masamın üstündeki bilgisayarıma yaklaştı. Ekrana baktığında şaşırmış göründü.
“Kiralık katil hizmetleri mi? Ne yapacaksın, birini mi öldüreceksin?” diye homurdandı.
“Ne?”
“Bilgisayarın dostum, bazı hacker şeyleri açık.”
“O Deep Web dostum, hafife alma.”
O noktada hala kanepemde hafif uyur ve ona tam olarak dikkatimi veremez şekilde oturmama rağmen ağzından çıkan sözleri duyar duymaz hızlıca ayağa kalktım. “Hey dostum, haydi sana kiralık katil tutalım.”
Koltuktan zıpladım ve bilgisayarımın başına oturdum. Beynimin bir tarafı “Ne halt ediyorsun sen lan?” diye bas bas bağırıyordu ama beynimin büyük bir kısmı da kendim için kiralık katil tutmanın ne kadar eğlenceli olabileceğini düşünüyordu. Ben de o kısma hak verdim. Sandalyemin kenarında dikilen Mark’ı yanımdan uzaklaştırdım çünkü bitcoin transfer etmek için kullanacağım kredi kartının numarasını görmesini istemedim.
En sonunda, adresim, yaşım ve hatta fotoğrafım gibi kişisel detaylarımı yazdım. Nasıl öldürüleceğimi de seçmem gerekiyordu. Eski tip suikastı seçtim çünkü diğer seçeneklerden daha ucuzdu. Ölümden önce dövülmek için birkaç bin daha ödeyebilirdim ama beynimin büyük kısmı bu kadar para saçmamam gerektiğini düşünüyordu. Tanrım, bu tam bir saçmalıktı.
Her neyse… Siparişi tamamladım, ardından onaylama e-mailine tıkladım ve boom. Siparişim onaylandı. Yalnizca birkaç tıklamayla Deep Web’den kendime kiralık katil tutmuştum. Mark ve ben bir süreliğine güldük. O yaklaşık bir saat sonra gitti ve üstünden çok zaman geçmeden ben de uyuyakaldım.
Saat dokuz gibi uyandım. Bu, en azından altı saat uyuduğum anlamına geliyor olsa da üç saat uyumuş gibi hissediyordum. Yataktan kalktım, eşofman altı ve pamuklu gömlek giydim ve biraz oyun oynamak için bilgisayara oturmadan önce kendime kahve yaptım. Pazar günümün tadını çıkaracaktım.
Geçen gece ölümüm için sipariş verdiğimi gördüğümde yaşadığım şoku hayal edebilirsiniz.
Bu site tamamen saçmalık olmasına rağmen midemde bir çukurun açıldığını hissettim. Kafam güzel olsa bile genellikle mantıklı kararlar veririm. Kıkırdadım, bunu yaptığımı pek hatırlayamıyor gibiydim, Mark’ın yeni malı gerçekten iyiydi.
Normal bir insanın farklı şeyler yapacağını varsayardım ama geçen geceden beri bunun çok uzağındaydım. Bu yüzden, sadece günüme devam ettim. Biraz paranoyak olduğum kesin fakat daha önce dediğim gibi bunun bir saçmalık olduğunu düşünmüştüm. Hatta o web sitesinden gelen maili gülerek karşılamıştım. Mailde kiralık katilin görevlendirildiği ve onun yolda olduğu yazıyordu. Sanki Amazon’dan bir paket gelecekmiş gibiydi. Teslimatın ertesi gün yapılması için geri mail atmayı düşündüm.
Böyle söylüyorum ama, yaptığım şey de tam olarak buydu zaten. Karşı tarafın o maili aldığını gösteren bir işaret görmedim ama kendime yemek hazırlamaya başladığım sırada yolun diğer tarafında camları karartılmış bir sedan durduğunu gördüm. Kırsal bir bölgede yaşamasam da sokağımdaki evlerin arasında çok sayıda ağaç ve çalı vardı. Bundan dolayı, arabayı benimki dışında başka bir ev görseydi şaşırırdım.
O an ödüm koptu. Ya o site gerçekse? Cüsseli bir adam olmama rağmen korkmuştum. Normalden biraz daha büyük bir mutfak bıçağından başka silahım yoktu. Silahımın olmamasını boşverip onunla yüzleşmeye karar verdim. Kafama bir kapüşonlu geçirip ön cebine bıçak soktum. Evden dışarı çıkıp arabanın şoför tarafındaki camına yaklaştım. Kendi cesaretime hayran kalmıştım.
Camı tıklattım, hiçbir şey olmadı. Bu biraz umut kırıcıydı. Hayatım için savaşmaya tamamen hazırdım. Yaptığım şey de bayağı aptalcaydı aslına bakarsanız. Yine de dediğim gibi hiçbir şey olmadı. Hatta içeride ne olduğunu daha iyi görmeye çalışmak için bir yansıma varmış gibi kafamı pencereye bile yasladım.
Aracın içindeki şeyleri zorlukla görebiliyordum, zaten tek görebildiğim şey iki boş koltuktu. İçeride kimse yoktu. Boşuna gaza gelmiştim. Kısa süreliğine aracın orada beklemeye karar verdim ama yaklaşık yarım saat geçtikten sonra acıktım ve yemeğimi fırından çıkarmam gerektiği için geri döndüm. Yemin ederim, yemeği fırından çıkarmak için içeri girip pencereden dışarı bakmamla, arabanın gitmesi arasında sadece bir dakika vardı. Onun gittiğini bile duymamıştım.
“Sanırım yemeğimi tüm perdelerim kapalı ve kapılar kilitli halde yiyeceğim.” diye kendi kendime mırıldandım.
Elektrikler gittiğinde sakinlemeye daha yeni başlamıştım. Hava güneşliydi. Bunu araba ile birleştirince olanların yaptığım anlaşma ile alakalı olduğunu düşündüm. Kendi ölüm belgemi imzalamıştım.
Merdivenlerden yukarı koştum, kapıyı kilitledim ve yatağın altına saklandım. Polisi arasaydım ne diyecektim ki? “Ah evet merhaba efendim, kafam güzelken kimliği belirsiz bir kiralık katile beni öldürmesi için 5000 dolar ödedim ve şimdi o burada. Mümkün olduğunca çabuk bir memur gönderin lütfen, teşekkür ederim.” Hıh.
Yatağın altına saklandım. Ve hala orada bekliyorum. Bir saattir buradayım ve şimdi bunu yazıyorum. Bunu benim mezar taşı yazım olarak düşünün. Boku yediğimi biliyorum. Yalnızca bir dakika önce arka kapının yavaşça gıcırdayarak açıldığını duydum. Yazının bu kısmı size komik gibi görünebilir fakat bunu okuduğunuz sırada yatağımın altında yıllar önce bana olan tüm inancını yitirmiş tanrıya beni kurtarması, ölmeme izin vermemesi için dua ediyorum.
Yine de bunun yaşanmayacağını biliyorum. Yatak odası kapısı az önce açıldı. Ve artık bir çift siyah çizme görüyorum.
Not: Hikaye yabancı kaynaklardan alınmıştır. Çeviri, takipçilerimden Kutay Dolupınar’a aittir.
YouTube kanalıma aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
Cem’den Dinle YouTube
Bir Cevap Yazın