Göl Evi

4 Ağustos 1973. Saat 15:47

Adım Kevin Matthews. Şu an Black Rock Parkı’ndaki göl evimizin kulübesindeyim. Bunları, ailemize ait göl evinde bulduğum tuhaf şeyleri not etmek için yazıyorum.

Evi elden çıkarmak istiyordum. Onu ne kadara satabileceğime dair fikir almak için gazetedeki emlak ilanlarına göz atıyordum. O sırada Buchanan gölü kıyısında Camp Matt adı verilen bir göl evinde gerçekleşen cinayetler ve açıklanamayan olaylara dair bazı haberler ve başlıklar buldum. Meraklanmıştım, daha fazla cevaba ihtiyacım vardı.

5 Ağustos 1973. Saat 21:14

Bugün bazı garip olaylara şahit olmuş Clawson Aandale isminde bir adamla görüştüm. Bay Aandale, üç gün boyunca Camp Matt’de kaldığını ve üçüncü gece uzun meşe ağacı altında duran bir adamın eve doğru baktığını söyledi. Garip olan şeyse adamın kendisiyle aynı kıyafetleri giymiş olduğunu, bir nevi onu taklit ettiğini söylemesiydi.

Görüştüğüm diğer kişi Ruth Oakley’di. Kadın, 1953 yılında kocasını uzun meşe ağacının altında bıçaklanmış olarak bulmuştu. Adam ölmüştü. Ruth polise masum olduğunu ve cinayetle hiçbir ilgisinin bulunmadığını söylese de bıçakta sadece onun parmak izi bulunmuştu. Kadınsa bıçağa sadece onu kocasından çıkarmak için dokunduğunu söylemişti. Ayrıca gece evin kapılarını kilitlediğini ancak sabah uyandığında tüm kilitleri içerden açılmış halde bulduğunu da anlatmıştı.

Uzun meşe ağacı hikâyesini iki farklı yerden duyduğumda bunun tesadüf olmadığını anladım. Araştırmamı derinleştirdiğimde şu an sahip olduğumuz evin isminin 1954 yılına kadar Camp Matt olarak kaldığını öğrendim. Clawson’ın olayı 1952’de, Ruth’unki ise 1953 yılında gerçekleşmişti. Yani olaylar bizim göl evimizde yaşanmıştı. Benden sadece üç yaş daha genç bir suç mahallinde kalıyordum. Bu bilgi her şeye bakış açımı değiştirdi.

7 Ağustos 1973. Saat 09:00

Bay Aandale’in tarif ettiği adamı pencereden baktığımda ben de gördüm. Aynı benim gibi giyinmişti. Sağ dizi yırtılmış bir kot pantolon, düz bir tişört ve ters takılmış bir beysbol şapkası. Hiçbir şey yapmıyordu. Yatmaya gittim. Her saat başı kalkıp pencereden baktım. Adam aynı yerde, tam meşe ağacının altında hareket etmeden durmaya devam ediyordu. Polisi arayamazdım, evi terk edemezdim. Hayatım için endişe ediyordum.

9 Ağustos 1973. Saat bilinmiyor.

Göl evinde elektrikler gitti. Gün ışığında evden ayrılmaya çalıştım fakat kapıyı açtığımda gece olduğunu ve adamın hala orada durduğunu gördüm. Sanırım elinde bir balta vardı.

11 Ağustos 1973. Saat bilinmiyor.

Yeniden sabah oldu, sanırım…

Saatim 17:13 olduğunu söylüyor fakat bence yanlış. Tarihi takip etmeye çalışıyorum ancak artık her şey çok karmaşık geliyor. Sanırım 6 gün oldu. Defalarca daha güvenli olan gündüz vakti evden ayrılmayı denedim fakat kapıyı ne zaman açsam lanet olası gece olduğunu görüyorum. Saatim 17:13’ü gösteriyor fakat gerçek saat 9:35, 3:18, 11:29 veya 17:13’ten başka her şey olabilir.

Kendimi kaçılamaz bir eve hapsettim ve en yakın telefon 34 mil uzakta. Tamamen çaresizim.

Tarih bilinmiyor. Saat bilinmiyor.

Artık tarihi takip edemiyorum. Pencereden baktığımda çarşafa sarılıp ağaçların dallarına asılmış sekiz tane ceset gördüm, hepsi kana bulanmıştı. Baltalı adamsa aynı yerde durmuş, benim dışarı adım atmamı bekliyor. Artık seçeneğim kalmadı. Dışarı çıkıyorum.

Tarih bilinmiyor. Saat bilinmiyor.

Dışarıdayım. Ağaçtaki bir lambanın ışığı altında duruyorum.  Evin içinde bir adam görmeye devam ediyorum. Hala pencereden bana bakıyor. Aynı bana benziyor. Ağacın dibinde bir balta buldum.

Evdeki adam bir dolandırıcı. Önünde sonunda dışarı çıkacak. Ve çıktığındaysa… her şey bitecek.

Not: Hikaye yabancı kaynaklardan alınmıştır. Çeviri tarafıma aittir.

YouTube kanalıma aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
Cem’den Dinle YouTube

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑

%d blogcu bunu beğendi: