Bu ritüel için ihtiyacınız olan şeyler:
Herhangi bir ayna
Herhangi bir boy ve renkte mum
Ritüeli beraber gerçekleştireceğiniz arkadaşlar (opsiyonel ama şiddetle önerilir.)
Sizi baştan uyarayım, bu ritüele bir kere başladınız mı durma şansınız yok. Söylemek istediğim, eğer bu ayini sonlandırmayı planlamıyorsanız hiç başlamayın.
Daha önce kazayla veya bilerek ayna kırdınız mı? Hiç aynaya bakarken sanki karşı taraftan bir şeyin sizi izlediğini ya da yansımanızda bir şeylerin sinsice gözlerinize saklandığını hissettiniz mi? Eğer öyleyse bugün daha fazlasını yaşayacaksınız.
Ayna kırmanın yedi yıl boyunca uğursuzluk getirdiği söylentisini muhakkak duymuşsunuzdur. Aynalarla alakalı efsaneler yüzlerce yıldır etrafta dolaşmakta. Bazı kadim medeniyetler aynaların arındırıcı etkileri olduğuna inanırlar. Onlara göre eğer aynada gözlerinizin içine bakarsanız ruhunuzdaki negatif enerji yansımanıza transfer olur. Bu bir temizlenmedir ama aynı zamanda gizli tehlikeler barındırır. İşte bu yüzden ayna kırmanın kötü şans getirdiğine inanılır. Bunun gerçek olduğunu bir düşünün. Aynaya baktığınız her an negatif enerjinin yansımanıza iletildiğini hayal edin. Düşünsenize, banyonuzdaki aynanızda kim bilir ne kadar fazla kötü enerji birikmiştir? Bir aynayı kırdığınızda bu enerji tamamen serbest kalır ve işte bu yüzden kötü şans etrafa yayılır.
Bu ritüelin başarılı olması için öncelikle kırılmasını dert etmeyeceğiniz bir aynaya ihtiyacınız var. Ayin sonunda ödül ya da ceza almanız aynanın ne kadar eski olduğuna göre değişir. Eski bir aynaya daha çok bakılmıştır ve doğal olarak içinde daha fazla kara enerji barındırır.
Ritüele başlamak için öncelikle yansımadaki gözlerinize direkt olarak bakmanız gerek. İçinizdeki negatif enerjiyi transfer etmelisiniz. Bunu sadece birkaç saniye yapmanız yeterli. Sonra aynaya yaklaşıp nefes verin ve yüzeyi buğulayın. Bu yaptığınızı kaynaklarım “aynayı nefesle mühürlemek” diye tanımlar. Nefes vererek ayna ile bağlantı kurarsınız ve enerji içeriye hapsolur. Ritüelin başarıyla sonlanabilmesi için bu bağlantıyı sağlamak zorundasınız.
Bir sonraki adıma geçmeden önce gruptaki herkesin bağlantı aşamasını tamamlaması gerek. Herkes işini bitirince mumu yakın. Onu aynanın yüzeyini dağlamak için kullanacaksınız. Bu yansımadaki negatif enerjiyi harekete geçirecek. Dağlama işlemini birkaç saniye boyunca ya da aynanın yüzeyi hafif kararıncaya kadar sürdürün. Unutmayın. Ne kadar çok kara leke yaparsanız kötü enerjiyi o kadar çok tetiklemiş olursunuz.
Aynayı kıracağınız son adımdayız artık. Bunu yapar yapmaz size tavsiyem: Kaçın. Ayna kırıldığında kötü enerji serbest kalır ve o bölgede dolaşmaya başlar.
Bahsettiğim tüm adımları tamamladıysanız nefesiniz aracılığıyla negatif enerjiye bağlandınız demektir. Bu kötü enerjinin nereye giderseniz gidin sizi takip edeceği anlamına gelir. Ritüeli arkadaşlarınızla beraber yapmanız gerektiğini o sebeple söyledim. Eğer tek başınıza olsaydınız enerji sadece sizi takip edecekti. Şimdiyse tüm gruba bölünecek. Hayatta kalma şansınız artacak.
Gece boyunca kötü şans sizi takip edecek. İlk başta küçük kazalarla karşılaşacaksınız. Ancak daha sonra olaylar büyüyecek. Etrafta hayatınızı tehdit eden ürkütücü şeyler olmaya başlayacak. Dediğim gibi, eğer bu ayini sonlandırmayı planlamıyorsanız hiç başlamayın.
Size gece boyunca hayatta kalabilmeniz için verebileceğim tek nasihat negatif enerjiye nefesinizle bağlandığınızı unutmamanızdır. Kötü enerji yerinizi nefes aldığınızda tespit eder. Eğer zor durumda kalırsanız nefesinizi tutun. Bu sizi bir süre görünmez yapacaktır. Böylece tehlikeli bölgeden kaçmak için biraz zaman kazanacaksınız.
Şu an muhtemelen dünya üzerinde herhangi birinin neden böyle bir ritüeli gerçekleştirmek isteyeceğini kendinize soruyorsunuzdur. Neden insan hayatını bu şekilde riske eder ki? Açıkçası çoğu insan ayinin gerçekten işe yaramayacağını düşünüyor. Ama bunu denemelerinin bir nedeni var.
Kötü şans sizi gece boyunca kovalayacak. Fakat şafağa kadar hayatta kalabilirseniz sadece karanlık enerjiden kurtulmuş olmayacak, aynı zamanda başınıza iyi şeylerin geleceği bir dönemin kapılarını açacaksınız. Şafağın ilk ışığının arındırıcı bir etkisi vardır. Sabaha kadar hayatta kaldığınızda aynadaki kötü enerji temizlenecek ve yeniden ruhunuza dönecek. Tamamen pozitif bir güçle dolacaksınız. Artık her şey istediğiniz gibi gidecek. İnsanlar size karşı çok nazik olacaklar. Karşı cinsi cazibenizle etkileyeceksiniz. Yaptığınız her işte başarılı olacaksınız. Size önerim bu dönem içerisinde hemen bir piyango bileti almanız.
İyi şansın ne kadar süreceği aynanın ne kadar eski olduğuna bağlı. Eğer aynayı bir mağazadan yeni aldıysanız süreç yalnızca birkaç günü kapsayacak. Kullandığınız eski bir aynaysa hayatın keyfini sürebilirsiniz. İyi şans döneminiz aylar, belki de yıllar sürecek. Hele ki ayna yatak odası ya da banyo gibi size özel bir yere aitse tüm iyi talih tecrübeniz kendi zevk ve seçimlerinize göre şekillenecek.
Başka önemli bir konu ritüelin zamanıyla ilgili. Ayin mutlaka güneş battıktan sonra ve şafaktan en az 6 saat önce yapılmalı. İnsanlar bu konuyla alakalı iki tür hata yapıyorlar. Ya gündüz vakti başlıyorlar ya da şafaktan birkaç dakika önce start veriyorlar. Şafaktan hemen önce başlamanın tehlikesi biraz daha az ama yine de yapılmamalı. Çünkü negatif enerji bu süre zarfında temizlenmek için yeterli zamanı bulamaz ve etrafa dağılır. Siz de ritüelin başarısız ve koca bir saçmalıktan ibaret olduğunu düşünürsünüz. O nedenle ayin ile şafak arasında en az altı saat olmalı.
Ritüele gündüz başlamak ise hataların en tehlikelisi. İnsanlar gün ışığının kötü enerjiyi yok ederek kendilerini koruyacağını düşünür. Bu düşünce çok yanlıştır. Dediğim gibi arındırıcı gücü olan şey şafağın ışığı, gün ışığı değil. Ayini gündüz yapmanız demek negatif enerjinin şafağa kadar sizi kovalamak için daha fazla zamanı olması demek. Bu da hayatta kalma şansınızı büyük ölçüde düşürecektir.
Unutmayın, birçok kişi böyle bir ritüeli deneyeceğiniz için size aptal ya da deli diyecek. Ancak ben öyle düşünmüyorum. Bunu neden yapmak istediğinizi anlayabiliyorum çünkü. İyi ve kötü şansı kontrol etme isteğinin ne denli güçlü olduğunu biliyorum.
Ee, şimdi ne diyorsunuz? Ritüeli denemeye hazır mısınız?
Not: Hikaye yabancı kaynaklardan alınmıştır. Çeviri tarafıma aittir.
Bir Cevap Yazın